
Günümüz tıbbı, her kişinin genetik yapısına, yaşam tarzına ve çevresine odaklanarak hasta olmayı önleyici, sürekli takip ve verilere dayalı, tamamen kişini genetik yapısına özel bir sağlık yönetimi sunuyor. Artık genel çözümlerin ötesinde, kişiye özel en doğru ve etkili yaklaşımlarla sağlığınızı yönetmek mümkün. Böylece sadece hastalıkları tedavi etmekle kalmıyor, aynı zamanda onları ortaya çıkmadan engellemeyi ve kişiye özel bir sağlık haritası çıkarmayı hedefliyor. Bu dönüşüm Sağlık 3.0 olarak anılıyor ve insan sağlığını koruma, hastalıkları tedavi etme yolculuğunda geçirdiği her evrede yaşamı iyileştiriyor.
Bu dönüşümle birlikte “sağlık” kavramı da yeniden tanımlanıyor. İşte tam bu noktada, Infinity Regenerative Clinic Medikal Direktörü Uzm. Dr. Yıldıray Tanrıver şöyle dedi:
“Peki, günümüzde ‘sağlık’ kelimesi ne ifade ediyor; sadece hastalıkların olmaması mı, yoksa çok daha fazlası mı?
Nereden Nereye Geldik?
Eskiden tıp bilimi, hastalıkların iyileşmesi ve tedavi yaklaşımlarıyla bilinirdi. Hastalıklar ortaya çıktığında en uygun tedavi yöntemiyle sorunu çözmeye yönelik çalışmalar yapardı. Sağlık 1.0 döneminde tanı ve tedavi olanakları oldukça sınırlıydı; doktor bir karar verir, hasta uygulardı. 20. yüzyılın 2. yarısıyla birlikte tıp bilimsel temellere oturdu ve Sağlık 2.0 dönemi başladı. Klinik rehberler, görüntüleme yöntemleri ve laboratuvar teknolojileri gelişti ancak bu sistem hala genellemeye dayalıydı. Her hasta aynı şekilde değerlendirilip tedavi ediliyordu. Bugün ise klasik anlayışın ötesine geçen ve kişinin sağlığını bütünsel olarak ele alan Sağlık 3.0 çağındayız. Bu modern yaklaşımın temelinde de ‘Tıpta 4P Modeli’ var.
Sağlık 3.0, öngörücü bir bakış açısıyla başladı. Genetik, epigenetik, mikrobiyota ve yaşam tarzı analizleriyle kişinin hangi hastalıklara yatkın olduğunu erken yaşta belirleyebiliyor. Örneğin: Alzheimer veya kardiyovasküler riskler hastalık başlamadan önce ölçülebiliyor. Bu öngörüler ışığında önleyici adımlar atılıyor ve elde edilen risk haritasına göre yaşam tarzı düzenlemeleri, beslenme planları, takviyeler veya medikal yaklaşımlarla hastalık henüz ortaya çıkmadan önlenebiliyor. Mikrobiyom analizi sonrası besin düzenlemesiyle bağırsak kaynaklı inflamasyon kontrol altına alınabiliyor. Yani artık hasta olmak kaderimiz değil; hastalıkların çoğu, kişiye özel önleyici tedavi yöntemleri ile hastalık oluşmadan önlenebilir seviyeye geldi.
Bu yeni modelde sağlık yönetimi, kişiselleştirilmiş bir yapıya sahip olmasıyla öne çıkıyor. Her kişinin genetik yapısı, biyolojisi, çevresel faktörleri ve yaşam tarzı farklı olduğu için tedavi ve destek planları da standart değil, kişiye özel olmalıdır. Örneğin: Aynı kolesterol düzeyine sahip iki kişinin ihtiyaç duyduğu müdahale farklı olabilir. Son olarak, hasta artık pasif bir alıcı değil, katılımcıdır. Sağlıklı olma sürecine aktif katılım gösterir, verisini takip eder, karar süreçlerine dahil olur. Teknolojik cihazlar ve mobil uygulamalar ise bu süreci destekler.
Sağlık 3.0’ı Diğerlerinden Ayıran Özellikler
Sağlık 3.0, hastalık temelli olmak yerine kişiye özel sağlık temelli bir yaklaşıma, reaktif yerine proaktif bir zamanlamaya, kısıtlamak yerine yüksek düzeyde kişiselleştirmeye, az teknoloji yerine yüksek teknoloji (yapay zeka, giyilebilir cihazlar, genomik gibi) kullanımına ve pasif hasta rolü yerine aktif katılımcı bir hasta rolüne odaklanır. Nihai hedef sadece hayatta kalmak veya semptomları kontrol etmek değil, sağlığı optimize etmek ve yaşlanmayı yavaşlatmaktır.”