Sizin için Öneriler
Top

Pastavilla’dan “Meme Kanseri Farkındalık Ayı”nda kadınlara çağrı

Ekim ayı, tüm dünyada meme kanseri farkındalık ayı olarak anılıyor ve kadın sağlığının gündeme taşınması için kritik bir dönem oluşturuyor. Türkiye’de her 8 kadından 1’i yaşamı boyunca bu tanıyı alıyor ve tanıların dörtte biri 40 yaş altındaki kadınlarda görülüyor. Pastavilla, bu tabloya kayıtsız kalmayarak bünyesindeki 900 kadın çalışanı için tarama ve eğitim programı başlattı. 40 yaş altı kadınlara meme ultrasonu, 40 yaş üstü kadınlara ise mamografi desteği verdi. Genel Müdür Dilara Arslan’ın deneyiminden ilham alan bu proje, toplum genelinde kadın sağlığının görünür olmasına katkı sunuyor.

‘Meme Kanseri Farkındalık Ayı’ bu önemli hastalığa dikkat çekmek, toplumda farkındalık oluşturmak ve erken teşhisin önemini vurgulamak amacıyla her yıl ekim ayında düzenleniyor. Bu ay yapılan çalışmalar, çoğu zaman konuşulması ertelenen bir konunun gündeme gelmesini sağlıyor. Kadınları düzenli taramalara teşvik etmek, sessiz kalınan riskleri görünür kılmak ve sağlığın ertelenmeyecek bir öncelik olduğunu hatırlatmak açısından bu alanda düzenlenen etkinlik ve kampanyalar kritik bir rol taşıyor.

Dünyanın en önemli makarna üreticilerinden Pastavilla da meme kanseri farkındalık ayında erken teşhisin önemine dikkat çekmek amacıyla kadın çalışanları için farkındalık ve tarama programı başlattı. Genel Müdür Dilara Arslan’ın bu yıl aldığı meme kanseri tanısının ardından, yaşadığı süreci farkındalığa dönüştürme kararlılığıyla başlattığı bu sağlık seferberliği, Pastavilla’da çalışan 900 kadını kapsıyor. Bir hastane iş birliğiyle hayata geçirilen programda, 40 yaş altı kadınlara meme ultrasonu, 40 yaş üstü kadınlara ise mamografi desteği sunuluyor. Kadınlar, 100 kişilik gruplar halinde her hafta düzenlenen bilinçlendirme eğitimlerine katılıyor ve ardından taramalarını yaptırıyor.

Pastavilla Genel Müdürü Dilara Arslan’dan kadınlara erken teşhis çağrısı:

“36 yaşında meme kanseri tanısı aldım ve tedavim sürüyor. Kanser tanısını alana kadar hiçbir ciddi sağlık problemi yaşamamış, kronik bir hastalığım olmamıştı. Ailemde kanser öyküsü yoktu, genetik testlerim temiz çıkmıştı, sağlıklı bir yaşam sürüyordum. Üstelik özellikle dikkat çekilen 40 yaş üstünde değildim. Yani, tanımlanan temel risk faktörlerinin hiçbirine sahip değildim. Buna rağmen bu hastalıkla karşılaştım ve gördüm ki hiçbir kadın bu riskin tamamen dışında değil. Pastavilla çatısı altında başlattığımız bu proje, çalışanlarımızın yanında olduğumuzu hissettirmemiz kadar, topluma da ‘erken teşhis hayat kurtarır’ mesajını taşımamız açısından değerli. Ben buradan kurumlara da bir çağrı yapmak istiyorum: Kendi çalışanlarınızdan başlayarak bu taramaları ülke genelinde toplumsal bir sağlık seferberliğine dönüştürelim. Kadınların kendi sağlıklarını ertelememeleri ve düzenli kontrolleri alışkanlık haline getirmeleri en büyük dileğim.”

‘Her 8 kadından 1’i bu tanıyı alıyor!’

Türkiye’de meme kanseri ile ilgili veriler, hem alarm verici hem de eyleme çağrı niteliğinde. Her 8 kadından 1’i yaşamı boyunca bu tanıyı alıyor; tanıların yaklaşık beşte biri 40 yaş altındaki kadınlara konuyor. Üstelik 50–69 yaş grubunda son iki yılda mamografi yaptırma oranı ancak yüzde 33,3 düzeyinde. Bu düşük katılım, taramaya erişim zorluklarına, toplumsal bilinç eksikliklerine ve sağlık eğitimi açığına işaret ediyor. Ek olarak, bilimsel kaynaklar meme kanseri tanılarının erken evrede yakalandığında tedavi başarı oranlarının ciddi oranda arttığını gösteriyor. Bu tablo, farkındalık projelerinin yalnızca iyi niyet değil, gerekli ve acil girişimler olduğunu ortaya koyuyor.

Post a Comment