9. İstanbul Ekonomi Zirvesi’nde “Sürdürülebilir Geleceğe Ortak Yolculuk” Paneline Borusan Otomotiv Ev Sahipliği Yaptı
9. İstanbul Ekonomi Zirvesi’nin ‘Sürdürülebilir Geleceğe Ortak Yolculuk’ panelinde konuşan Borusan Otomotiv İcra Kurulu Başkanı Hakan Tiftik, otomotiv endüstrisinin tarihinin en büyük dönüşümünü yaşadığını ve Borusan Otomotiv Grubu’nun elektrifikasyon alanında Türkiye’de öncü rol üstlendiğini vurguladı.
İş dünyasını bir araya getiren 9. İstanbul Ekonomi Zirvesi, ‘Yeni Dengeler ve Küresel İş birlikleri’ ana temasıyla 11-12 Aralık tarihlerinde düzenlendi. Zirvenin ‘Sürdürülebilir Geleceğe Ortak Yolculuk’ paneli Borusan Otomotiv – BMW sponsorluğunda gerçekleşti. Gazeteci Afşin Yurdakul moderatörlüğünde gerçekleşen panelde Borusan Otomotiv İcra Kurulu Başkanı Hakan Tiftik, Omnicom Advertising Grup Başkanı (Orta ve Doğu Avrupa, Orta Doğu ve Afrika) Mehmet Cem Topçuoğlu, IPSOS Türkiye Kıdemli Müşteri Yönetimi Direktörü Sezi Peynirci Bıçakhan konuşmacı olarak yer aldı.
‘Sürdürülebilir Geleceğe Ortak Yolculuk’ panelinde konuşan Borusan Otomotiv İcra Kurulu Başkanı Hakan Tiftik, otomotiv endüstrisinin şu ana kadarki en büyük dönüşümünü yaşadığını belirtti ve “Elektrikli, bağlantılı, otonom ve paylaşımlı araçlar artık sadece bir trend değil; yeni mobilite düzenini tanımlayan ana unsurlar. Türkiye’de bu yıl elektrikli araçların toplam pazar içerisinde yaklaşık yüzde 18 pay alması bekleniyor. Bu da yaklaşık 200 bin adetlik bir hacme karşılık geliyor. Sektörde bu alanda kısa sürede güçlü bir büyüme gözlemledik” dedi. Tiftik, “Borusan Otomotiv Grubu olarak 2019 yılında Türkiye’de otomotiv sektörünün elektrifikasyon dönüşümüne öncülük etme hedefi koyduk. Bugün, BMW portföyümüzde düşük emisyonlu araçların payı yüzde 52’ye ulaştı. Hedefimiz 2030 yılına geldiğimizde toplam BMW ve MINI satışlarımızın yüzde 75’inin düşük veya sıfır emisyonlu olması yönünde. Bu dönüşümün hem sektör hem de toplum için güçlü bir fırsat sunduğuna inanıyoruz” şeklinde konuştu.
Ayrıca BMW’de yeni bir dönemin başlangıcını simgeleyen ve BMW Group’un bireysel mobilite alanında yeni bir döneme geçişini temsil eden Neue Klasse konseptinin, bu dönüşümün en somut örneği olduğunu belirten Borusan Otomotiv İcra Kurulu Başkanı Hakan Tiftik, “Neue Klasse sadece yeni bir araç platformu değil, önceki jenerasyona kıyasla uzun dönem kullanım sonrası yüzde 34’e varan karbon ayak izi azaltımı sunan bir teknoloji ekosistemi. Elektrifikasyon, yazılım ve veri odaklı araç mimarisi, yapay zeka destekli sürüş deneyimi ve geri dönüştürülmüş malzemelerin yoğun kullanımı sürdürülebilirliği teknolojiyle bütünleştiriyor. Bu platformun temsilcisi olacak her modelimiz sürdürülebilir mobilitenin geleceğini ortaya koyacak” dedi.
Sürdürülebilirlikte Borusan Otomotiv Grubu’nun i3 yaklaşımı: İklim, İnsan, İnovasyon
Konuşmasının ikinci bölümünde Borusan Otomotiv Grubu’nun sürdürülebilirlik vizyonuna değinen Borusan Otomotiv İcra Kurulu Başkanı Hakan Tiftik “Sürdürülebilirliği i3 dediğimiz; iklim, insan ve inovasyon temel değerleri üzerinden ele alıyoruz. İnsan değerini ele aldığımızda; Anahtar Kadında programımızla kadın teknisyen istihdamını artırıyoruz. Bugün itibariyle 20 kadın teknisyenimiz ekibimizde yer alıyor. İnovasyon alanında ise geliştirdiğimiz ChargeIQ uygulamamız ile elektrikli araç kullanıcılarının tüm şarj ağına tek bir platformdan ulaşmasını sağlayarak şarj deneyimlerini kolaylaştırıyoruz. İklim alanına baktığımızda da tüm tesislerimizde yenilenebilir enerji kullanımını artırıyor, yağmur suyu hasadı ve geri dönüşüm sistemleriyle kaynak verimliliği sağlıyoruz” şeklinde konuştu.
Tiftik, ayrıca “Denizlerdeki iklim etkilerini bilimsel verilere dönüştüren ‘I Sea Climate Change’ projesi de çok değerli. Yelkenlilere yerleştirilen sensörlerle sıcaklık, rüzgâr, akıntı ve deniz seviyesi gibi verileri topluyor; bilimsel çalışmalara katkı sağlıyoruz. Bu verilerin küresel ölçekte kritik bir değeri olduğuna inanıyoruz” dedi.
Konuşmasını sürdürülebilirlikte paydaş iş birliğinin önemine vurgu yaparak tamamlayan Hakan Tiftik, “Kamu, özel sektör, akademi ve toplumun birlikte hareket ettiği bir ekosistemle sürdürülebilir bir geleceğe ulaşabiliriz” ifadelerini kullandı.
IPSOS: “Türkiye’de sürdürülebilirlik algısı hızla olgunlaşıyor”
Panelde konuşmacı olarak yer alan IPSOS Türkiye Kıdemli Müşteri Yönetimi Direktörü Sezi Peynirci Bıçakhan, tüketici davranışlarındaki değişimleri aktardı. Sezi Peynirci Bıçakhan; “Elektrikli araç pazarında tüketicinin çok hızlı bir olgunlaşma sürecinden geçtiğini net biçimde görüyoruz. 2022 yılında ağırlıklı olarak ‘elektrikli araç nedir, avantajları nelerdir?’ soruları öne çıkarken, 2023’ün ikinci yarısıyla birlikte satın alma ve deneyim konuşmaları başladı. 2024’te tüketici daha temkinli bir araştırma sürecine girdi; fiyat, teşvikler ve kullanım şartları daha fazla sorgulanmaya başlandı. 2025’e geldiğimizde ise tüketici artık çok daha bilinçli, beklentilerini alt başlıklara ayırıyor ve marka bazlı performansı, deneyimi ve uzun vadeli değeri açıkça konuşuyor. Sosyal dinleme verilerinde 600 binin üzerinde organik içerik görüyoruz ve bu hacim büyümeye devam ediyor; bu da pazarın ve tüketici ilgisinin ne kadar hızlı geliştiğini ortaya koyuyor” şeklinde konuştu.
Sezi Peynirci Bıçakhan, Sustainable Brands’le yapılan sosyo-kültürel trendler çalışması kapsamında tüketiciler tarafından elektrikli araçlar için bugün fiyat hâlâ en çok konuşulan başlık olsa da içeriğinin değiştiğini söyledi. Peynirci araştırma sonucuna ilişkin olarak, “Tüketici artık yalnızca araç fiyatını değil, ikinci el değerini, batarya ömrünü, satış sonrası hizmetleri ve toplam sahip olma maliyetini değerlendiriyor. Menzil ve şarj konuları da istasyon bulunurluğunun ötesine geçti; güvenilen şarj markaları, şarj hızı ve ödeme deneyimi ön plana çıkıyor. Deneyim, tasarım ve performans kadar sürdürülebilirlik de güçlü bir duygu bağı yaratıyor. Tüketici, elektrikli aracı tercih ederek hem kendisi hem de dünya için doğru bir seçim yaptığını hissetmek istiyor. Çevresel riskleri ciddi bir tehdit olarak gören ve aksiyon alınması gerektiğini düşünen kitle oranı yüzde 86’lara varıyor. Bu da markaların çevresel olduğu kadar sosyal sürdürülebilirliği de samimi, kanıtlanabilir ve bütüncül bir yaklaşımla ele almasını zorunlu kılıyor” dedi.
Tüketici eğilimleri ve iletişimde samimiyet vurgusu
Omnicom Advertising Group Başkanı Mehmet Cem Topçuoğlu ise sürdürülebilirlik iletişiminde şeffaflık ve kanıtlanabilir adımların önemine dikkat çekerek ve sürdürülebilirliğin artık kenarda duran bir iletişim başlığı olmaktan çıktığını vurgulayarak, “Tüketici bugün sürdürülebilirlikle ilgili gerçek, sahici ve markanın varoluşuna entegre edilmiş hikâyeler duymak istiyor. Sadece ‘biz bunu yapıyoruz’ demek ya da tekil projeleri anons etmek yeterli değil. Markanın kültüründen, iş yapış biçiminden doğal olarak çıkan bir sürdürülebilirlik anlayışı bekleniyor. Aksi halde soyut kalan, kanıtlanamayan iddialar tüketici nezdinde karşılık bulmuyor. Yeşil Aklama (Greenwashing) dönemi sona erdi. Gerçek adımlar ve ölçülebilir işler görmek isteyen bir tüketici profiliyle karşı karşıyayız” dedi.
Topçuoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün markaların en önemli sorumluluğu, tüketiciyi sürdürülebilirliğin pasif bir izleyicisi değil, aktif bir parçası haline getirmek. Ona dokunmak, bu dönüşümün içinde onun da bir rolü olduğunu hissettirmek gerekiyor. Samimiyet, şeffaflık ve açıklık her zamankinden daha kritik. Hatta bazı alanlarda ‘buraya kadar yapabildik’ diyebilmek bile güven yaratıyor. Çünkü ekosistem dediğimiz yapı; markaların, tüketicilerin, teknoloji şirketlerinin ve tüm paydaşların birlikte hareket etmesini gerektiriyor. Biz iletişimciler için de görev; bu karmaşık ama hayati dönüşümü daha anlaşılır, ilham verici ve kapsayıcı bir dille anlatabilmek”.

